Ankara her ne kadar ’siyaset’, ’devlet’ ve ’bürokrasi’ kelimeleriyle özdeşleşmiş olsa da, bu şehirden çıkan dev cirolara hükmeden, güçlü işadamları da var. Üstelik bu işadamlarından bazıları son dönemde özelleştirme ihalelerindeki çeviklikleriyle, enerji ve turizm alanındaki yatırım ataklarıyla öne çıkıyorlar. Biz de bu noktadan hareketle inşaattan turizme, enerjiden sanayiye farklı sektörlerde faaliyet gösteren son dönemin 25 güçlü Ankaralı işadamını belirledik.
Devlet yönetimi ve bürokrasinin kalbi durumundaki Ankara’ya, belki de bu özelliklerinden dolayı, hep bir ağırbaşlılık hakimdir. Ankaralı işadamları da bu sıfattan fazlasıyla nasibini alır. Belki de çoğunlukla devletle iş yapmalarından ya da çok kullanılan bir ifadeyle, devlete karşı taahhüt altına girmeleri nedeniyle, Ankaralı işadamları hiçbir zaman kamuoyunun gözü önünde olmak istemezler. Bu nedenle, medyada yer almaktan çok hoşlanmazlar. Ancak, bu tutum sadece inşaat sektöründe iş yapan işadamları için değil, Ankaralı sanayiciler için de geçerli.
Nurullah Eskiyapan’ın ifadesiyle bu durumun özeti şu: ’Biz işimizi yapalım, bizi yaptığımız işlerle bilsinler, yaptıklarımızla ilgilenenler ilgilensin ve talep eden alsın. Biz kendimizi anlatmayalım.’ Bu özellik, neredeyse yarım asırdır devlete hizmet götüren ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayileşmesine öncülük etmiş, Ankaralı işadamlarının neredeyse ortak özelliği haline gelmiş. Burada devlete hizmetten kastımız, bu işadamlarının büyük çoğunluğunun, bir şekilde ülkenin enerjiden, ulaşıma ve sulamaya kadar pek çok altyapı ve üst yapı projelerine imza atmış olmaları.
Ankara’nın en güçlü işadamlarını belirlerken cirolarını, çalışan sayılarını, ihracatlarını ve büyüme trendlerini dikkate aldık. Bu nedenle ortaya çıkan tabloyu ’ciro’ açısından değil, ’iş dünyasındaki güç’ değerlendirmesine göre oluşturduk. Bu işadamlarının son dönemdeki ataklarını ve gelecek planlarını da dikkate alarak, iş dünyasının görüşlerine başvurarak bir sıralama yapmaya çalıştık.
İnşaat sektörü lokomotif
Ankara’nın yarım asrı aşmış, güçlü holdinglerin sahiplerinin neredeyse tamamının inşaat sektörüyle iş dünyasına adım attıkları dikkati çekiyor. Capital’in belirlediği ’en güçlülerin’ büyük bölümünü inşaat sektöründe faaliyet gösteren patronlar oluşturuyor. Bu durum aslında çok normal. Çünkü, devlet bütçesini harcayan kuruluşların hepsi de Ankara’da konumlanmış. Ankaralı işadamlarının birçoğu, 60’ların başında kurdukları inşaat şirketlerini, son yıllarda holdinge dönüştürerek başka sektörlere girdi. İşadamlarının en gözde sektörleri olarak da turizm ve enerji sayılabilir.
Ancak, yine de inşaat sektörü lokomotif durumda. Türkiye genelinde büyük projelere imza atan sektörün devleri hep başkentten çıkmış. Bunlar arasında Nurol Holding’in sahibi Nurettin Çarmıklı, Gama’nın sahibi Erol Üçer, Yüksel İnşaat’ın patronu Mehmet Sert, Güriş’in patronu İdris Yamantürk, Limak’ın sahibi Nihat Özdemir, Mustafa Büyükhanlı ve Nurettin Özaltın ilk akla gelen isimler olarak sayılabilir.
En büyük Bilkent ve Nurol
Prof. İhsan Doğramacı ve Nurettin Çarmıklı, Ankara’nın en güçlü 2 holdinginin başındaki isimler olarak karşımıza çıkıyor. Başkentte, zenginlik ve güç deyince ilk akla gelen isimlerden biri olan eski YÖK Başkanlarından Prof. İhsan Doğramacı, şimdi Bilkent Holding çatısı altında topladığı 40’ı aşkın şirketi ve 1 milyar dolarlık cirosuyla, Türkiye’nin devleri arasında yer alıyor.
Bilkent Holding’in sahibi Bilkent Üniversitesi olarak görünüyor ve holdingin gelirlerinin yarısı buraya aktarılıyor. Doğramacı, ilk şirketi Dilek İnşaat’ın ardından 1969’da Tepe ve Meteksan’ı kurdu. Bu 2 şirket de, marka haline gelerek, aynı isim altında pek çok sektörde faaliyet gösteren bir deve dönüştü.
Nurettin Çarmıklı, iş dünyasının en istikrarlı büyüyen holdinglerinden Nurol’un kurucusu. Son yıllarda turizm ve enerjiye ağırlık veren Nurol, aslında savunma sanayinin gizli devlerinden. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne zırhlı araç üreten FNSS de, Çarmıklı’nın şirketlerinden. Son dönemde atağa kalkan Çarmıklı, TSK’nın en önemli projelerinden biri olan Türk Tank projesini aldı. FNSS, geleceğin yerli tankını tasarlayacak. Türkiye’nin en büyük altyapı projelerinden biri olan İstanbul Boğaz Tüp Geçişi (Marmaray) projesi de, yine Nurol’un portföyündeki büyük işlerden. Holding, geçen sene 1 milyar dolarlık ciroya ulaştı.
Ataktaki Ankaralı işadamı
Son dönemde atağa kalkan işadamlarından biri de Nihat Özdemir oldu. Tekel özelleştirmesinden sonra, TMSF’den aldığı 3 çimento fabrikasıyla da çimento sektörüne güçlü bir giriş yaptı. Özdemir, enerji sektöründe büyümek ve bu çerçevede hidroelektrik enerjiye yönelik yatırımlara ağırlık vermek istiyor. Çal, Pamuk ve Daren HES olmak üzere 3 hidroelektrik santrali olan Özdemir, 2010’a kadar 3 yeni santral daha kurmayı hedefliyor.
Özdemir, Mey İçki’deki yüzde 29 hissesini, 210 milyon dolara Amerikalılara devrederek, kârlı bir iş yaptı. Sahibi olduğu Limak İnşaat, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın bir etabı olan Lot C’yi tamamladı ve şu anda Karadeniz Sahil Yolu, Ankara Pozantı Otoyolu, Melen İçme Suyu Artırma Tesisleri ve Ankara’daki Ulus-Keçiören Metrosu gibi projeleri yapıyor. Özdemir’in turizm alanında da önemli yatırımları bulunuyor. Belek ve Kemer’de Limak Limra’nın, Arcadia Otelleri’nin ve Atlantis Tatil Köyü’nün, Lara’daki Limak Lara De Luxe Otel’in ve Ankara’da Limak Ambassadorre adlı butik otelin de sahibi.
Başkentin köklü sanayicileri Başkentteki sanayinin, temelleri ise Cumhuriyetin sanayi hamlesinin gerçekleştirildiği, 1960’lı yıllara uzanıyor. Bugün başkentte ve ülkede söz sahibi olan sanayicilerin neredeyse tamamı, iş hayatına 60’larda başlamışlar. Mümin Erkunt, Nevzat Karpuzcu, Mustafa Koluman, Volkan Karabağ, Nurullah Eskiyapan, Hasan Aslan ve İlhan Cavcav gibi isimler, Ankara sanayisinin parmakla gösterilen isimleri arasında sayılabilir. Vurgulanması gereken önemli bir noktada bu isimlerin aile şirketinden kurumsallaşmaya dönüşümlerini tamamlamış ve şeffaf olmaları. Başkentte, iki elin parmaklarını geçmeyen bu sanayiciler, krizlere rağmen yollarına devam ederek büyüdüler. Mercedes- Benz’in Türk ortağı olan Koluman, Mercedes ve Chrysler markalı araçların satışve satış sonrası hizmetlerinin yanı sıra araçların üst yapısı ve montaj işlerini de yapıyor. Bu isimlerin arasında sanayicilik dışında alanlara girenler de oldu. Örneğin İlhan Cavcav, konut inşaatı alanında projeler yapmaya başladı.
CUMHURİYETLE YAŞIT SANAYİCİ
MÜMİN BEY’İN ÖYKÜSÜ Cumhuriyetle yaşıt bir sanayici Mümin Erkunt. Ankara’daki sayılı sanayicilerden biri. Sanayicilerin başkenti birer birer terk ettiği ya da başka alanlara kaydığı dönemlerde bile o üretimden vazgeçmedi. Üstelik fabrikalarını ve üretimini sürekli artırdı. Erkunt, aynı zamanda 1963’te Ankara Sanayi Odası’nın kuruluşunda yer alan 4 işadamından biri.
ERKUNT SANAYİ’NİN PROFİLİ Erkunt Sanayi, neredeyse yarım asırdır, motor blokları, motor silindir kafaları, dişli kutuları, yağ karterleri üretiyor ve üretiminin yüzde 80’ini Avrupa Birliği ülkeleri ile ABD’ye satıyor. Erkunt’un 2 dökümhanesi ve 1 fabrikası tam kapasiteyle çalışıyor. Hem 2 döküm fabrikasının hem de makine fabrikasının kapasitesinin arttırılması için, bu yıl yeni yatırımlar yapılıyor.
ŞİRKETİN EN SON ATAĞI Mümin Erkunt, son olarak bir ilke daha imza atarak, kendi ismini verdiği, tamamen yerli traktör üretmeye başladı. Şu anda, 14 değişik modelde üretilen bu traktörler iç piyasada satışa sunuldu. Şirketini, yıllardır Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında tutmayı başaran Mümin Erkunt, ilerlemiş yaşına rağmen, disiplininden ve titizliğinden ödün vermeden, şirketini yönetmeye devam ediyor.
İLAÇ VE DAĞITIM ALANINDA UZMAN BİR ANKARALI
4 ŞİRKETLE YOLA DEVAM Nevzat Karpuzcu, Türkiye’nin en eski ecza depolarından biri olan Nevzat Ecza Deposu ile Prestij Ecza Deposu, Drogsan İlaçları A.Ş ile Doğadan Bitki ve Meyve Çayları’nın kurucusu ve sahibi. Asıl mesleği eczacılık olan Karpuzcu, ilaç dağıtımdan bitki çayları üretimine kadar, sektörün her alanında faaliyet gösteriyor. İlaç ithalatının yanında, Drogsan olarak ilaç üretimi de yapıyor. Drogsan’ın 45 adet ilaç üretim lisansı var. Yatırım atağına kalkan şirket, üretim tesisleri için bu yıl 2, gelecek 2 yılda da 10 milyon dolarlık yatırım yapacak.
BİTKİ ÇAYIYLA GELEN BAŞARI Doğadan, diğerlerinden sonra kurulmuş olmasına rağmen Nevzat Karpuzcu’nun en çok bilinen markalarından biri’ Doğadan, 1998’den bu yana pazarın lideri ve en bilinen markası. Geçen yıl 10 milyon dolar yatırımla, Türkiye’nin en modern poşet çay paketleme fabrikasını açtı. 10 yılda 50 ülkeye ihracat, gelişmekte olan en az 10 ülkede pazar liderliği ve 3 ülkede yatırım hedefliyor.
2006 HEDEFİ 400 MİLYON DOLAR Nevzat Ecza Deposu, Drogsan ve Doğadan şirketleri, geçen yıl Türkiye’nin en büyük 500 firması arasında yer aldı. Tüm grubun 2005 cirosu 350 milyon dolar, bu yıl ise 400 milyon dolarlık ciro hedefleniyor. 2005 yılı Capital 500 Araştırması’nda, Nevzat Ecza Deposu 178, Prestij Ecza Deposu 496’ncı sırada yer aldı.
OTOBÜS VE KAMYONDA LİDER ŞİRKET
KAMYON VE OTOBÜSLE BÜYÜDÜ Mercedes-Benz Türk’ün en büyük Türk ortağı Mustafa Koluman, otomotiv sektörünün devlerinden. Yılda 15 bin kamyon, 3 bin 500 otobüs üreten Koluman Motorlu Araçlar AŞ, kamyonda pazarın lideri konumunda. Mustafa Koluman’a göre her yıl büyüyen şirketin başarısının sırrı, kriz zamanı dahil her yıl yatırım yapması.
CİROSU 463 MİLYON DOLARI AŞTI Koluman’ın geçen yıl vergi öncesi kârı 18 milyon YTL, cirosu ise 622 milyon YTL (463 milyon 142 bin dolar) oldu. Son yıllarda sürekli Ankara’nın en çok vergi ödeyen şirketleri arasında bulunan Koluman, 2004’te Ankara’nın en çok vergi ödeyen 41’inci şirketi olurken, 2005’te 35’inci sırada yer aldı. Capital’in her yıl yayınladığı Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi listesinde ise, 2003 yılı cirosu ile 91’inci sırada, 2004 yılı cirosu ile 70’inci sırada yer aldı.
YENİ YATIRIM PLANLARI Koluman 10 milyon dolarlık bir yatırımla, Gaziantep’te Mercedes_Benz’in Avrupa ölçeğindeki en büyük bayilerinden birini açtı. Buradan, Irak ve Suriye’ye ihracat yapmayı planlıyor. Koluman, önümüzdeki yıllarda Kuzey Irak’ta da yatırım yapmayı istiyor. 2008’de de Romanya’da yine bir show-room, servis yatırımı planlıyor. Mustafa Koluman, otomotivde büyük potansiyel olduğunun altını çizerek, yılda en az 1 milyon otomobil satılabileceğini vurguluyor.
Aslı Işık