Türkiye’nin tüm su kaynaklarının geliştirilmesinden sorumlu ana yatırımcı kuruluş olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün ihaleye açtığı Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralı Projesi’nin imza töreni Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz ve Kolin İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Naci Koloğlu’nun katılımı ile 22 Kasım 2012 tarihinde DSİ Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Limak İnşaat+Cengiz İnşaat+Kolin İnşaat’ın 486,8 milyon TL’lik teklifi ile kazandığı Baraj inşaatı ihalesinin mukavele imza töreninde konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye’nin en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı’nın tamamıyla yerli müteahhit ve mühendisler tarafından öz kaynaklarla yapılacağını ifade etti.
Türkiye’de barajların ve göletlerin yapılması keyiften değil, iklim ve coğrafi durumdan kaynaklanan bir zorunluluk: “Türk müteahhitlik sektörü, dünyada Çin’den sonra ikinci sıraya yükseldi” diyen Bakan Veysel Eroğlu, “İnşallah bu müteahhitlerimiz, kısa zamanda dünya birinciliğini alacaklardır. Biz de bu konuda her türlü desteği vereceğiz. Bütün dünya artık bizim pazarımız, bütün dünya bizim şantiyemiz olacak.’’ ifadelerini kullandı. Türkiye’nin su kaynaklarının sınırlı olduğunu, coğrafi durumu itibariyle pek çok yerin yazın kuruduğunu ve debisinin azaldığını kaydeden Bakan Veysel Eroğlu, gerek hidroelektrik enerji ihtiyacı, gerek içme, kullanım, sulama ve sanayi suyu ihtiyacını karşılamak için barajların ve göletlerin yapılması gerektiğini bildirdi.
Eroğlu barajlara yapılan itirazlara yönelik olarak ise şöyle konuştu; ’’Bazıları barajın yapımına karşı çıkıyor. Baraj ve göletlere karşı çıkmak çılgınlıktır. Çünkü Türkiye’nin coğrafi durumunu bilmeyen, nehirlerle ilgili bilgi sahibi olmayan kişiler bunu iddia edebilir. Türkiye’de bu zarurettir. Türkiye’de barajların ve göletlerin yapılmasının keyiften değil, iklim ve coğrafi durumdan kaynaklanan bir zorunluluk. “
Hidroelektrik enerji Türkiye’deki elektriğin sigortasıdır: Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 73’ünü dışarıdan ithal ettiğini ve enerji ithalatı için önümüzdeki yıl 65 milyar Dolar ödeneceğini kaydeden Bakan Eroğlu, cari açığın tamamının enerji ithalatından kaynaklandığını ve Türkiye’’de enerji çeşitliliği ve güvenliğinin sağlanması, yerli ve temiz enerji kaynaklarının kullanılması gerektiğini belirtti. Bakan Eroğlu, ’’Dolayısıyla hidroelektrik enerji bugün gerçekten Türkiye’de olmazsa olmaz bir zarurettir, aynı zamanda Hidroelektrik enerji Türkiye’deki elektriğin sigortasıdır’’ ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin hidroelektrik potansiyelinin 165 milyar kilovatsaati değerlendiriliyor: Geçmişte, Rusya ve İran’da doğalgaz krizi olduğunda, Türkiye’de eğer hidroelektrik santrallar olmasaydı bütün sanayinin durmuş ve ülkenin karanlıkta kalmış olacağını dile getiren Eroğlu, Türkiye’nin 216 milyar kilovatsaat kullanılabilir hidroelektrik potansiyeli bulunduğunu ve bu potansiyelin 165 milyar kilovatsaatinin değerlendirildiğini bildirdi.
Şu anda özel sektör yaklaşık bin 600 adet hidroelektrik santralına talip: Konuşmasında, hayata geçirdikleri Su Kullanımı Anlaşması Yönetmeliği’ne de değinen Veysel Eroğlu, “Yönetmeliğin ardından özel sektör pek çok baraj inşaatını gerçekleştirdi. Şu anda özel sektörü yaklaşık 1600 adet hidroelektrik santrala talip. Bunların kurulu güç kapasitesi 30 bin megavatı aşıyor. Bu projeler ile üretilecek enerji ise yaklaşık 120 milyar kilovatsaat. DSİ, özel sektör tarafından inşa edilen hidroelektrik santrallardan gelen katkı paylarıyla gelirleri arttırdı. DSİ Genel Müdürlüğü yaklaşık 1.5 milyar lira katkı payı alacak. Bundan daha iyisi olur mu? Kazan, kazan. Hem özel sektör kazanıyor, hem de Türkiye kazanıyor’’
Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, barajın 5 yıl içinde kendisini amorti edeceğini belirterek, baraj inşaatı sırasında çevrenin kesinlikle korunacağını kaydetti.
Baraj hizmete açıldığında ülke ekonomisine yılda 330 milyon lira katkı sağlayacak: DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı ise yaptığı konuşmada, bir ülkedeki elektrik üretim ve tüketiminin, sosyal ve ekonomik gelişmişliği gösterdiğini belirterek, Türkiye’nin enerji ihtiyacının her geçen gün arttığını, ucuz, temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde de hidroelektrik enerjinin önemli olduğuna dikkat çekti.
Özkaldı, Yusufeli Barajı ve HES’in teknik özelliklerini aktararak, şunları söyledi; “Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralı’nın kurulu gücü 540 megavat olacak. Burada yılda bin 817 milyar kilovatsaat enerji üretilecek. Baraj’ın toplam depolama hacmi yaklaşık 2.2 milyar metreküp olacak. Bu rakam Ankara’nın 6 yılda tükettiği suya eşit. Baraj, kendi kategorisinde, Türkiye’nin en büyük ve dünyada ise 3. en yüksek baraj olacak.”
Genel Müdür Özkaldı, barajın inşaatı sırasında ortalama bin 200 kişinin istihdam edileceğini ve barajın bittiğinde ülke ekonomisine yılda 330 milyon lira katkı sağlayacağını kaydetti.
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir: Barajın inşaatını gerçekleştirecek olan Limak İnşaat+Cengiz İnşaat+Kolin İnşaat Konsorsiyumun ortaklarından Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de yaptığı konuşmada, konsorsiyumun diğer ortakları Cengiz İnşaat ve Kolin İnşaat firmaları ile birlikte DSİ’nin en küçük projelerinden başladıklarını, sonra daha büyüklerini yaptıklarını belirterek, “Her birimiz kendi başımıza DSİ’nin büyük projelerine imza atmaya başladık” dedi.
Özdemir, konsorsiyumu oluşturan firmaların Türkiye’de enerji üretiminde önde gelen firmaları haline geldiğini ve enerji dağıtım özelleştirmesinde de rol aldıklarını ifade etti. Nihat Özdemir, “DSİ Genel Müdürlüğü’nde yetiştik. Esas üniversiteyi ve iş hayatını bu çatının altında öğrendim” dedi.
Yusufeli Barajı gibi bir barajın üç Türk müteahhidi tarafından inşa edileceğini bir kez daha yineleyen Limak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir,” 10 yıl önce denilse inanılmayacak bir işi gerçekleştirdik. Zor bir projede yer aldık. Can kaybı vermeden ve iş kazası yaşanmadan bu büyük projeyi zamanından önce bitirmeyi hedefliyoruz” dedi.