Nihat Özdemir’le Söyleşi

Referans
 - 
26.06.2006
Ünlü müteahhitlik firması Limak’ın kurucularından Nihat Özdemir, bir yandan Mey İçki, turizm, enerji yatırımlarıyla, diğer yandan da yeniden ikinci başkan olduğu Fenerbahçe ile gündemde olan bir işadamı. Özdemir, Aziz Yıldırım başkanlığındaki yeni yönetimin hedefinin 2007’deki 100’ncü yılda bir dünya takımı yaratmak olduğunu söylüyor. Kendi firması Limak’ın ise turizm, çimento ve enerjide büyümeye devam edeceğini söylüyor.

Limak, Nihat Özdemir ve okul arkadaşı Sezai Bacaksız’ın 1976’da kurduğu bir müteahhitlik şirketi. Bugün 600 milyon dolar cirosu, 5 bine yakın çalışanıyla turizmden enerjiye kadar, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren bir şirketler topluluğune dönüşen Limak’ın kurucularından Nihat Özdemir’i kamuoyu Fenerbahçe’de Başkan Aziz Yıldırım’ın en yakın destekçisi olarak tanıyor.

Özdemir, haftasonu yeniden Fenerbahçe’de ikinci başkanlığa seçildi. Yeni dönemde en önemli görevlerinin 2007’de 100’üncü yılını kutlayacak olan Fenerbahçe’yi transferlerle bir dünya takımı haline getirmek olduğunu söyleyen Özdemir, "Bunun için hiçbir masraftan kaçınmayacağız" diyor. Özdemir, 130 milyon dolarlık bütçesiyle adeta bir şirketler topluluğu olan Fenerbahçe’nin yönetiminin sadece Yıldırım’a bağlı değil, kurumsal hale gelmesini öneriyor. Özdemir, özelleştirmeden aldığı Mey İçki’yi 900 milyon dolara ABD’lilere satarak gündeme gelen Limak’ın hedeflerini ise "turizm, enerji ve çimentoda büyümek" olarak açıklıyor.

Limak’ın kuruluş öyküsünü anlatır mısınız?
Sezai Bacaksız’la okul arkadaşıydık. Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü bitirdik. Asistanlık yaparken siyasi olayların artması üzerine okuldan ayrılıp, 1976’da makinacıların biraraya geldiği ve proje mühendisliği yapacak bir şirket kurduk. Lider Makina (Limak) adını verdiğimiz şirketi daha sonra altyapı yatırımlarına yönlendirdik. Baraj ve otoyollarla ciddi bir müteahhitlik şirketine dönüştük. Bugün yaklaşık 5 bin kişinin çalıştığı bir grubuz ve yönetime ikinci kuşak girdi. Ciromuz yaklaşık 600 milyon dolar civarında.

Müteahhitlikle başladınız. Bugün farklı alanlarda yatırımlarınız var. Neden başka alanlara girdiniz?
Türkiye’de hiçbir inşaatçı şirket, sadece inşaatta kalmaz. Çünkü sermaye birikimini inşaatta değerlendirmek çok mümkün değildir. Biz de birikimimizi değişik sektörlerde değerlendiriyoruz. Turizm, enerji ve çimentoda büyüyoruz. Limanlar, enerji özelleştirmeleri ilgilendiğimiz konular.

Turizmde hedefleriniz ne?

Turizmde şu anda 5 bin yatağı bulduk. 6 bininci yatağımıza Kıbrıs’ta açacağımız otelle ulaşacağız ve 2010’a kadar da hedefimiz 10 bin yatak. Ana hedeflerimizden biri İstanbul’da 350-400 yataklı bir otel yapmak ve sağlık turizmine girebilmek. İstanbul’da ya bitmiş bir bina ya da arazi arıyoruz. İddialı bir proje peşindeyiz. Görüşmelerimiz var. Bu konuda girişimlerimiz sürüyor. Eğlenceyle ilgili yatırım arayışlarımız da sürüyor. Geçen aylarda aldığımız Lara Park’ın amacı buydu.

Lara Park ihalesi iptal edildi. Pek tepki vermediniz, yenisi açılırsa katılacak mısınız?

Lara Park projesine 10.5 milyon YTL peşin para ile 306 milyon dolarlık yatırm yapmayı taahhüt etmiştik. Antalyalı sivil toplum örgütleri karşı çıktı. Devlet de burada ihaleye giren sayısı azdır diye, yeniden ihaleye karar verdi. İhale iptal edildi. Temmuzda bir daha ihaleye çıkılacak. Biz de bu ihaleye gireceğiz. İptale karşı çıksak, mahkemeye gitsek ne kazanacaktık? Çok önemli, ah vah edeceğimiz bir olay değildi. Şimdi şartlara bakacağız. Hesabımıza uyarsa gerekeni yaparız. Yoksa çok çılgınca bir isteğimiz yok.

Turizmde büyüklerin projeleri artıyor, yatak kapasiteleri büyüyor. Bu kadar fazla yatak doğru mu?

Türkiye’nin turizm potansiyelinin daha büyük olduğuna inanıyorum. Yalnız devletin yeni turizm bölgeleri açması gerektiğini düşünüyorum. Bugün Antalya’da neredeyse 300 bin yatağı geçtik. Artık Antalya’ya yeni bir turizm yatırımı yapılmasını devlet teşvik etmemeli. Bunun yerine devlet yeni turizm alanlarını yönlendirmeli. İstanbul apayrı bir olay. Daha çok yatağa ihtiyacı var.

Çimentoda da ciddi yatırımlarınız var. Ergani’yi de aldınız. Hedefiniz nedir?

2000’de Kurtalan Çimento’yu alarak bu sektöre girdik. O fabrikayı bugün 1 milyon ton/yıl çimento üretim kapasitesine sahip bir şirket yaptık. Ergani ve Gaziantep’i aldık. Bu fabrikalar çok iyi durumda değiller. Buraları da adam etmeye çalışıyoruz. Çimentoda büyümeye devam edeceğiz. 1-2 senede 5 milyon tona çıkartmayı planlıyoruz.

Çimentoda fiyatlar aşırı yükseliyor. Bir kartelleşmeden söz ediliyor.

Sektörde kartel olmadığını bölgesel olarak baktığınızda görebiliyorsunuz. Bölgesel fiyatlar çok farklı. Doğu ve Güneydoğu’da sattığınız çimentonun fiyatı, Batı ve Orta Anadolu’dan çok farklı. Bu arz-talep dengesinden kaynaklanıyor. Aşırı zamdan söz etmemiz mümkün değil. Çimento fiyatları reel olarak yüzde 10-15 arttı. Türkiye’deki enflasyona yakın miktar bu. Bence konut yapanlar çimentocuları günah keçisi ilan etti. Rakamlar saptırılıyor. Eylül ve ekimde fiyatlarda düşüş bekliyorum.

Tekel’in alkollü içkiler bölümünü alırken yabancılar almazsa iyi olur demiştiniz. Şimdi Mey ABD’lilerin oldu. Ucuz alıp pahalıya sattığınız da ileri sürülüyor?

Biz Tekel’in Alkollü İçkiler Bölümü’nü 2.5 yıl evvel almıştık. O zaman ekonomik durum farklıydı. Şirkete yabancı ilgisi yoktu, kredi bulmak da kolay değildi. İhaleye 4 firma girdi. Bunlardan biri Rus ortaklığıydı. İncelediler, teklif bile yapmadılar. İhaleye girenler arasında Sabancı da vardı. Biz Limak, Nurol Özaltın ve dağıtımcıların oluşturduğu TÜTSAT olarak 332 milyon dolara aldığımızda, Sabancı’nın teklifi 140 milyon dolar civarındaydı. Ama o günlerde borsa da 12 bin seviyesindeydi. Biz aldıktan sonra çök önemli yatırımlar yaptık. Öte yandan bu süreçte Türkiye’de şirketlerin değeri önemli derecede arttı. Bizim değerimizi de artırdı. ABD’li şirket de bize 900 milyon dolar fiyat verdi. Biz ucuza alıp pahalıya satmadık. Konjonktür bunu sağladı.

Fenerbahçe’de tekrar 2. başkan oldunuz. Önce Fenerbahçe Başkanlığı’nı kabul ettiğiniz sonra da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı inşaatındaki yolsuzluk davası nedeniyle vazgeçtiğiniz söylenmişti. Bu dava ne aşamada?

Cumhurbaşkanlığı’na 200 milyon dolarlık iş yaptık. 1 trilyon lira için dava oldu. Ama öyle başkanlığı engelleyecek önemde bir dava değildi bu. Sonuna yaklaştık zaten. Başkanlık konusunda ise ben ağzımdan hiçbir ortamda, hiçbir gün, özel sohbetler dahil olmak üzere hiçbir yerde başkan olayım demedim. Aziz Yıldırım’la geldim, onunla giderim.

Türkiye’de ciddi borçları olan kulüpler rasyonel yönetilemiyorlar mı?

Dünyada bütün kulüplerin borcu var. Gelirler giderleri karşılamıyor. Bu açıkları ya yöneticiler koyuyor ya da borçlanıyor. Fenerbahçe’nin borcu 60 milyon dolar civarında. Öne sürüldüğü gibi 106 milyon dolar değil. O 5 yıllık borç. Bunun içinde gelirler yer almıyor. Şu andaki banka borcu çok büyük değildir. Kombinelerden localardan elde edilen gelirler, yayın, saha içi reklam gelirleri, sponsorlukla bu karşılanıyor. Borçlar bir yılda yarı yarıya azaltılabilir de. Fenerbahçe büyümekte olan bir kulüp. Hedefimiz dünya takımı olmak. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Yıllık bütçe 130 milyon dolara bağlandı. Aziz Yıldırım başladığında bu 16 milyon dolardı. Fenerbahçe dünyada ilk 20 arasında. Şimdi sportif başarılar gelmeli. Henüz bu sağlanamadı.

Önünüzde 100. yıl kutlamaları var. Yapacağınız ilk iş ne olacak?

İlk iş teknik direktörü belirlemek. Henüz bir isim netleştirmedik. Transferlerimiz tamamlanacak. 100. yılı ise eğlencelerle kutlayacağız. Bu yıl taraftarımıza dünya çapında bir takım, ulusal ve uluslararası başarılar taahhüt ediyoruz.

Dünya Kupası’ndaki favorileriniz hangi ülkeler?

Brezilya, Arjantin ve Almanya

Nihat Özdemir kimdir?

Nihat Özdemir 5 Nisan 1950 yılında Diyarbakır’da doğdu. Gazi Üniversitesi Makina Yüksek Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra, aynı okulda master yaptı. 1976 yılında Gazi Üniversitesi’nden ayrılarak okuldan arkadaşı olan Sezai Bacaksız ile beraber Lider Makina’yı kurdu. 1995-96 yıllarında Ali Şen ile birlikte Fenerbahçe yönetimine giren Özdemir, 2000 yılından itibaren de Aziz Yıldırım ile birlikte çalışmaya başladı. 2004 yılanda beri Fenerbahçe’de ikinci başkanlık görevini yürütüyor. Özdemir ve Bacaksız’ın ortaklığı 30 yılı bulurken, Limak’ta ikinci kuşakta devreye girdi. Yönetim kurulu üyeleri arasında artık Serhan Bacaksız ve Ebru Özdemir de yer alıyor.

Jale Özgentürk
We are using cookies at our website to provide a better web site user experience. By continuing with the default settings you will be accepting use of cookies according to our cookie policy .
Allow
Disable
X
X