’Batı Şeria Hikâyesi’ adlı müzikal komediyle bu yılki kısa film Oscar’ını alan Ari Sandel, ’İnsanlar kaşlarının çatılmasına alışık oldukları bir konuda müzikal komedi yaptığınızı duyduklarında ’deli’ olduğunuzu söylüyorlar. Ama film yapmanın en çekici tarafı bu’ diyor
Filistinli bir genç kızla İsrailli bir askerin, milletleri arasındaki düşmanlığa rağmen yeşeren bir ilişkisine odaklanarak İsrail-Filistin sorununu eğlenceli bir şekilde ele alan kısa filmi ’Batı Şeria Hikâyesi’ (Westbank Story) ile bu yıl Oscar alan Ari Sandel, Limak 18. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin konuğu olarak Ankara’daydı. Sandel filmin Ortadoğu’ya barış getirmeyeceğinin farkında. Ama genç yönetmen bir yandan da filmin önyargılardan kurtulmak için önemli bir araç olduğunu düşünüyor. Sandel’le filmini ve Filistin-İsrail sorununu konuştuk.
İsrail-Filistin arasındaki ciddi meselelere eğlenceli bir şekilde yaklaşmak size neden çekici geldi?
İsrail-Filistin sorunu sinemada defalarca izlediğimiz bir konu ve genelde hep aynı şekilde işleniyor, negatif bakış açısıyla. Ya İsrail tarafından bakılıyor ya da Filistin. Ve her seferinde diğer taraf suçlu. Bu da size bu sorun asla bitmeyecek ve Araplarla Yahudiler sonsuza dek savaşacaklar hissini veriyor. Bence asıl konu bu değil. Ben barışın mümkün olduğunu, aslında her iki tarafın da birbirine çok benzediğini göstermeye çalışan bir film yapmak istedim. Bu yüzden de komedi yapmak bana çekici geldi. İnsanlar hep kaşlarının çatılmasına alışık oldukları bir konuda, bir müzikal komedi yaptığınızı ilk duyduklarında gerçekten ’deli’ olduğunuzu düşünüyorlar. Ama zaten benim için film yapmanın en çekici tarafı da bu.
Filminiz bir anlamda Ortadoğu’da geçen bir ’Batı Yakası Hikâyesi’. O filmi sevmiş miydiniz?
Açıkçası hakkında araştırma yapmak için 50 kez izlemek zorunda kalana dek pek sevmemiştim. Ama şimdi harika olduğunu düşünüyorum. Oscar’ı kazandıktan sonraki gün uyandığımda 1.500 mail almıştım, bir hafta sonundaysa bu sayı 4 bin oldu. Arapla evlenmiş Kanada’da yaşayan bir Yahudi’den tutun da Yahudi’yle evlenmiş New York’ta yaşayan Filistinliye kadar dünyanın her tarafından mailler geldi. Yani insanlar dinlerarası, kültürlerarası ilişkilere çok aşinalar. O yüzden de filmdeki bu fikri çok seviyorum.
İlk filminizle kısa film dalında Oscar kazandınız. Sizce bu ödülü almanızın nedeni filmde politik bir soruna eğilmeniz mi, yoksa bu sorunu farklı bir yolla anlatmayı seçmiş olmanız mı?
Genelde komedi filmleri Oscar kazanmaz. Bence filmin Oscar kazanmasının önemli bir nedeni bu filmin bir komedi olması. Ama tabii ki en önemli etken filmin politik bir konuya eğilmesi. Bu soruna pozitif de yaklaşılabileceği fikrini desteklemek istediler. Tabii anlatmak istediği şey için seçtiği yolun basit ve anlaşılır olması da önemli. Ben ve Kim Ray bu senaryoyu ilk yazdığımızda İsrail ve Filistin kontrol noktalarından, intihar bombacılarından bahsediyorduk ama bu fazla ciddiydi. Sonrasında ise aslında iki tarafın birbirine benzediği noktasından yola çıkmaya karar verdik. Peki hangi yönden benziyorlardı? Mesela aynı yemekleri yiyorlardı. O zaman işe iki ayrı restoran fikrinden hareketle başlayabilirdik.
Yahudi kimliğinizle böyle bir filmi çekmek Ortadoğu’daki insanların bu soruna bakış açılarında bir değişiklik yaratmış mıdır?
İki taraf da çok mutlu oldu, filmi sevdiler. Filmin hiç kimseyle alay etmeyen pozitif bir film oduğunu anladılar. Bu film birilerinin fikrini değiştirecek mi? Hayır. Belki insanlara umudu aramaya devam etme konusunda ilham verecek. Barış istemeyen insanlar, yine barış istemeyecek. Hâlâ İsraillilerin ya da Filistinlilerin hepsinin şeytan olduğunu düşünecekler, birbirlerini dinlemeyecekler. Ama daha açık fikirli olanlar filme tepki verecekler. İlginç olan şey ben bu filmi eşit uzaklıkta durabilmek için yaptım. Filmi izleyen İsrailliler ve Filistinlilerin diğer tarafın kendilerine benzer yanları görüp, onlara sempati duymalarını istedim.
Ana akım sinemaya çok yakın bir tarzınız var. Oscar kazandıktan sonra büyük stüdyolardan teklif aldınız mı?
Amerika’daki muhafazakârlarla liberaller arasındaki ayrım hakkında bir film vardı aklımda, ama bir başkasının yaptığını öğrenince bıraktım. Ama başka bir politik komedi yapmayı çok isterim. Büyük ihtimalle Amerikan politikası ya da belki tekrar Ortadoğu hakkında, bilemiyorum. Evet, Oscar kazandıktan sonra birçok büyük stüdyodan teklif alıyorsunuz. Şu an bir senaryo üzerinde çalışıyorum ve elimden geldiğince başka senaryolar da okuyorum.