Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın işletmesi , 1 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen devir teslim töreniyle Savunma Sanayii Müsteşarlığı ( SSM ) bünyesindeki Heaş ’ tan Limak GMR MAHB konsorsiyumunun kurduğu ISG şirketine geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ ın da katılımıyla gerçekleşen törende, 30 ay içinde tamamlanması taahhüt edilmiş yeni dış hatlar terminal binasının temeli de atıldı. Edindiğimiz bilgilere göre organizasyon çoğu temel atma töreninde olduğu gibi yine iktidar partisinin siyasi şovuna dönüştürülmüş . Tabii ki ortada başarı olunca sahip çıkan çok olur!
Sabiha Gökçen Havalimanı’nın kronolojisini en iyi bilenlerden biri olduğum için kamuoyunu doğru bilgilendirmenin gerekliliğine inanıyorum. AKP hükümeti pek çok konuda olduğu gibi şans eseri havacılıkta da önceki hükümetlerin başarılı çalışmalarının mirasına konmuştur . Buna en güzel örneklerden biri, son 30 yıl içinde ülkemizde sıfırdan inşa edilmiş tek örnek ’ yarınların ve geleceğin havalimanı ’ Sabiha Gökçen’ dir. Aslında sosyokültürel bir yatırım projesi olarak 80’li yılların sonunda planlanan , İleri Teknoloji Endüstri Parkı ’ITEP’ in bir parçası olan bu havalimanına , ANAP , DYP , DSP ve MHP nin yanı sıra en fazla emek Genelkurmay , Hava Kuvvetleri ve SSM bürokratlarınca verilmiştir. Açılış töreninde Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri ’ nin neden en üst düzeyde katılım gerçekleştirmediklerini garipsediğimi de belirtmek isterim. Zira Mustafa Kemal Atatürk ’ ün manevi kızı Sabiha Gökçen’ in adının verildiği bu havalimanına sadece hükümet değil, devletin tüm kurumları sahip çıkmalıdır .
Sabiha Gökçen Havalimanı bir devlet projesidir.
Dikkat ederseniz tüm bakanlıklar arasında sadece iki bakanlığın başında ’ milli ’ sıfatı bulunur; Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlıklarının . . . Bu sıfat Atatürk tarafından verilmiştir ve ’ hükümetler gelirgider ancak bu bakanlıklarla ilgili politikalar milli olduğu için değiştirilmemelidir ’ anlamını taşır . SSM de Milli Savunma Bakanlığına bağlı olduğu için Sabiha Gökçen projesi milli bir devlet projesidir . Bu projede eğrisi ve doğrusu ile tüm önceki hükümetler ve TSK’ nın ciddi emekleri söz konusudur , sadece şimdiki Başbakan ve hükümetinin değil . Temel atma töreninde özel tutulmuş bir anonsçu tarafından başbakanın defalarca anons edilmesinin projenin gerçek vizyonunu gölgelemeye yönelik , şık olmayan bir hareket olarak değerlendirildiğini belirtmek isterim . Bu hükümetin AB rüzgarlarının etkisiyle aslında geç bile kalınmış olan havayolları uçuş haklarının serbestleşmesi sayesinde konjonktürel açıdan bir fırsat edinmiş Sabiha Gökçen Havalimanı’nın büyümesine aslında doğrudan değil , dolaylı katkısı olmuştur. Hatta Ulaştırma Bakanı’ nın kendi ifadesiyle "2004 yılında MSB bize bu havalimanını 200 milyon dolara satmak istedi, ancak biz fiyatı fazla bularak hatalı davrandık " beyanatı vardır . 9 Temmuz’ da yapılan ihale sonucunda, daha 4 yıl önce 200 milyon doların çok görüldüğü havalimanına Limak önderliğindeki konsorsiyum 1 . 932 milyar euroluk bir bedel ödeyecek , buradan elde edilecek gelir ise SSM bütçesi vasıtası ile TSK dış bağımlılığını azaltmak için kullanılacaktır . En azından plan böyle ve dileriz ki herhangi bir hükümet bu gelire göz koyup tuhaf fonlar aracılığıyla hükümetin bütçe açıklarını kapatmak amacıyla kullanmaz .
Aslında mevcut hükümete çok önemli bir görev düşmekte . Özelleştirilen havalimanları ve terminallerden elde edilen gelirin en az yüzde 15-20 ’ si havacılık sektörünün alt yapısına, insan kaynağına ve araştırma geliştirmeye ayrılmalı, daha fazla istihdam yaratılmalıdır . Hatta en kısa sürede son derece bürokratik ve yerel yapısı olan Devlet Hava Meydanları işletmesi ( DHMI ) seyrüsefer ve hava trafik kontrolü dışında özelleştirilmeli , Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ( SHGM ) daha da modernize edilmelidir . İşte o zaman belki de Başbakan’ın şov amaçlı olarak anons edilmesine gerek kalmaz ; Ayinesi iştir kişinin , lafa bakılmaz .
’ Modern Türk kadının simgesi , dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen ’ in adını taşıyan bir havalimanının yeni terminal temel atma törenini gerçekleştiren iktidar partisinin, laiklik ve türban konusunda anayasa mahkemesine verilmiş olması da Türkiye ’ nin tuhaf bir ironisi aslında .
İNŞAAT 18 AYDA TAMAMLANACAK
Son yıllarda, bu hükümet tarafından yatırımcılarla esnaf pazarlığı edasında gerçekleşen sürpriz gollere tanık oluyoruz . 3 Mayıs ’ ta ISG ’ nin Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Ozdemir’e " 30 ay inşaat için çok , gel bunu 18 ayda bitir " türünden emrivakiler var ki , bu baskının benzerini TAV’da Ankara Esenboğa için yapmışlardı . Sayın devlet büyüklerine bir hatırlatma yapmak istiyorum . Havacılık çok ciddi iştir, inşa edilecek olan sıradan bir bina değil , İstanbul ’ un en fazla büyüme potansiyeline sahip havalimanının yolcu terminali’ dir . Limak liderliğindeki konsorsiyum muhakkak en süratli ve en güvenli şekilde inşaatı tamamlayarak ciroyu arttırmak isteyecektir , ancak en azından 18 aya birkaç ay da opsiyon vermek gerekebilir. Bu ölçekte bir havalimanı terminali ülkemizde şimdiye kadar hiç 18 ayda tamamlanmadı . 2001 yılında hizmete giren Sabiha Gökçen Havalimanı’nın temel atma törenine Sabiha Gökçen de şahsen katılmış, onun adını terminale verme fikri ise zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı’ndan gelmişti . Hizmete girmesini takiben acımasızca eleştirilerek hemen kâra geçmemesi sorgulanan bu havalimanının değerini daha yeni anlamaya başladık , önümüzdeki 20-30 sene boyunca çok daha iyi idrak edeceğiz .
Havalimanları 5-10 yıllığına değil en az gelecek 40-50 yıl için planlanırlar. İşte bu nedenle oraya THY ve ACT havayolları bakım onarım üniteleri yapıyorlar . Eminim çok yakında simülatör ’ merkezleri , ilave kargo antrepoları ; gibi yatırımlarda takip edecektir . Türk havacılığının ilerlemesinde kilit rol oynayacağından emin biri olarak , önümüzdeki 20 yıl boyunca ISG konsorsiyumu tarafından işletilecek olan Sabiha Gökçen’ in bölgesinin bir numaralı havalimanı olmasını diliyorum . Tolga Turgut