İşdünyasının Ankara merkezli gruplarından Limak, Sabiha Gökçen’i bünyeye dahil ettikten sonra İstanbul’u da yönetim üssüne çevirdi. İstanbul’daki işlerle ağırlıklı, kurucu Nihat Özdemir’in kızı Ebru Özdemir ilgileniyor. Grupta proje finansmanı gibi son derece stratejik bir görevi yürüten Özdemir, Limak’ta geçen 12 yıl boyunca, "100 ihaleye teklif hazırladım" diyor.
Türkiye kamuoyu O’nu, 2007’deki Sabiha Gökçen Havalimanının nefes kesen satış ihalesinde tanıdı. Bir tarafında babası Limak’ın kurucusu Nihat Özdemir, diğer yanında Hintli ortak GMR’nin üst düzey yetkilisi, arada Ebru Özdemir, iki taraf arasında koordinasyonu sağlıyordu soğukkanlı tavırlarla.
İhale o tarihte, Ebru Özdemir’in de içinde yer aldığı ekip tarafından alındı. Üzerine dev inşaatlar gerçekleştirildi ve Sabiha Gökçen bugün Avrupa’nın en hızlı büyüyen havalimanları arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Ebru Özdemir, artık Limak’ta çok daha fazla ön planda. O dönemin babasının yanında deyim yerinse ise ’işi öğrenen’ yapıdaki duruşunun çok ötesinde, artık işin hatta işlerin bizzat başında. Yaptığımız görüşmeden öğreniyoruz ki hem de işin çok özel bir sahasını bizzat kendisi yönetiyor Ebru Özdemir. İnşaat yüksek mühendisi olmasının yanı sıra her türlü ihaleye hazırlanma, proje geliştirme, yurt içi ve yurt dışı finansman olanaklarını ortaya koyma noktasında tam bir uzman. Hiç göstermiyor ancak Limak’a adım atığı 12 yıl boyunca 100’e yakın ihaleye katılan Özdemir, sorularımızı yanıtladı.
Ekonomist: Kamuoyu sizi en çok Sabiha Gökçen ihalesinde tanıdı. Ancak sanırız Limak’a adım atmanız daha eski bir tarih?
Ebru Özdemir: Ben, 1997 yılı 1 Şubat’ta başladım, inşaat mühendisiyim. Sonra da fınans mastırı yapmıştım. ABD’den geldim ve ilk yaptığım iş Doğu Karadeniz otoyollarıydı. Türkiye’de ilk defa Hazine garantili finansmanla ihale edilecekti. Yani biz Hazine’ye kredi buluyorduk kısaca. O kredilerin organizasyonu ile başladım.
Sonra?
Özdemir: Ardından özelleştirme ihalelerine başladı. Turizm tesisleri ihaleleri başladı. Dolayısıyla biz o zamandan beri fizibilite yapıyoruz. Fizibilite yaptıktan sonra belli bir fiyat buluyoruz. Her zaman bir banka veya finansal kurumlara ihtiyacımız var. Kredi buluyoruz, gerektiğinde ortak buluyoruz. O işi yapacak kişileri işe alıyoruz. Yönetimi oluşturuyoruz. Biz de dışarıdan destek veriyoruz. Dolayısıyla böyle bir sistemi yönetiyorum.
Sorumluluğunuz daha çok işin finansman ayağını kurguluyor öyleyse?
Özdemir: Evet. Benim alanım; proje finansmanı, stratejik planlama, iş geliştirme, yeni iş alanları. Bir işe girerken tahminlerde bulunup giriyorsunuz. Plan yapıyorsunuz. O planı genelde yalnız yapmıyoruz. Bankalarla çalışıyoruz. İş ortaklarımızın olması lazım. Hem kreditörler hem ortaklar. Dolayısıyla sektörlere yapacağımız yatırım konularını seçerken hep karşılıklı konuşarak bir işe giriyoruz. Kuruluş olarak sermayemiz katıldığımız tüm ihalelere yetecek ölçüde değil elbette. Biz iyi bildiğimiz sahalarda, iyi fizibiliteler hazırlıyoruz ve gerek finansör ve gerekse iş ortağı arıyoruz, projesine göre. Veya bize teklifler geliyor.
İhalelerde kilit roldesiniz. Bugüne kadar kaç ihaleye katıldınız?
Özdemir: Sanırım 12 yıl boyunca yerli yabancı yüze yakın ihale olmuştur.
Yüz proje için ne kadarlık bir fon oluşturdunuğunuz söylenebilir?
Özdemir: Aslında tam ve net bir fon rakamı verebilmemiz mümkün değil. Hepsi birbirinden farklı altyapıya sahip. Birbirinden çok değişik zamanlarda cereyan etti. Zaten şöyle açıklamam gerekir. 100 ihaleye katıldık ancak aldığımız ihale sayısı bundan tabi ki çok daha az.
İhalelere nasıl bir ruh hali ile giriyorsunuz. Mutlak almak istediğiniz işler oluyor mu?
Özdemir: Sabiha Gökçen, çok uzun bir maratondu. Sabah başladık gece ikide falan bitti. Bir de çok istiyorduk biz havacılık sektörüne girmeyi, onun için çok uğraşmıştık. Önümüzdeki 20 yıl için son fırsattı. Bu işe başlayacaksak anlamlı başlamak lazım. Küçük bir havaalanı ihalesi ile bu alana giremezsiniz. Ya da dağıtım işi için de aynı şey geçerli. Yeterli büyüklükte olmadığı için anlamı yok kimi ihalelere girmenin. Yeterli büyüklüğü bulan ihalelerde, sektörde çok olmak istiyorsanız sonuna kadar asılıyorsunuz.
Finansal açıdan ve gerekliyse ortak temini açısından bir ihaleye ne kadar sürede hazırlanıyorsunuz?
Özdemir: Bu da ihalesine göre değişiyor. Kimi zaman gecemizi, gündüzümüzü alıyor. Ben daha çok yeni bir işe teklif vereceksek fizibiliteye dönük bütün araştırmayı yapıyorum. Ortak bulunmasını biz yapıyoruz. Tabii ki tek değilim, İstanbul’da ofisimizde 10 kişi var. Birlikte çalışıyoruz.
Limak olarak hangi alanlara odaklanacaksınız?
Özdemir: Büyüme alanları inşaat, turizm, enerji, çimento bir de havalimanları işletmeciliği. Elektrik dağıtım, enerji sektöründe hidroelektrik enerji üretiyoruz. Şu an bunu çeşitlendirmek istiyoruz. Alternatif enerjiler konusunda gelişmek istiyoruz. Nükleeri, rüzgarı, güneşi takip ediyoruz. Termikte birkaç tane adım atmak üzere olduğumuz var. Daha net belli değil.
Yatırımlarda enerjiye ayrı bir önem verilecek sanırım...
Özdemir: Ağırlıklı olduğumuz tüm sektörlerde yeni fırsatları gözlüyoruz. Doğal olarak enerji de odaklandığımız alanlardan. Enerjide daha da büyümeyi hedefliyoruz. Mevcut kapasitemizi artırmayı planlıyoruz. Bugüne kadar 1.5 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Yeni dönemdeki projelerimizin toplam tutarının 3.5 milyar dolar olacağını tahmin ediyoruz.
Toplam ciro ve istihdam sayınız nedir?
Özdemir: 2009’da 800 milyon dolar ciro gerçekleştirdik. Bu yıl sonunda hedefimiz 1 milyar dolar. Halihazırda 6 bin 750 olan istihdam sayımız, 2010’da 7 bin 500’e çıkacak.
En uzun pist 2010’de açılıyor
Limak Grubu’nun prestij projelerinin başında geliyor İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı. 30 ay olarak belirlenen inşaat süresi ile 18 ayda tamamlandı ve 500 milyon Euro yatırım ile geçen yıl sonunda resmen açıldı.
Sabiha Gökçen CEO’su Gökhan Buğday, şu dönemdeki en büyük hedeflerinin ikinci pistin devreye alınması olduğunu söylüyor. 2012’de bitirecekleri ikinci pistin kendilerini Türkiye’nin en uzun pistine sahip havaalanı yapacağını kaydeden Buğday, "İstimlağa 100 milyon Euro harcandı. Çift katlı A380 gibi dünyanın en büyük uçağının rahatlıkla inebilecek" diyor, SGH 2010’u yüzde 53 büyüme ile kapatarak, dünyanın en hızlı büyüyen dördüncü havaalanı oldu. 2008’de 4 milyon olan yolcu kapasitesi bu yıl 8.5 milyona, 2010’da ise 25 milyona çıkacak. SGH’nin bir özelliği de yer hizmetlerindeki başarısı. Tüm yer hizmetleri ve sosyal yaşam alanları 50 milyon yolcunun ağırlanmasına göre hazırlandı.
YATIRIMLARI
TURİZM: Yapımı süren İstanbul Kavacık Oteli ve Yalova Termal Oteli bu yıl sonu tamamlanacak, KKTC Babylon Oteli önümüzdeki yıl bitirilecek. Yeni projeler üzerinde de çalışılıyor. Toplam yatırım tutarı 100 milyon dolar. 5 bin adetlik yatak kapasitesi beş yılda ikiye katlanacak.
ENERJİ: 12 adet HES Projesi’nin yanına Uludağ Elektrik Dağıtım ihalesi de Limak, enerjiye 3.5 milyar dolar daha yatıracak
ÇİMENTO: Kısa sürede çimentonun önemli gruplarından oldular. 6 operasyonel fabrika mevcut. Yenileme ve kapasite artırım yatırımlarına 100 milyon dolar harcanacak. Yeni fırsatlar yaratılacak.
HAVAALANI: Sabiha Gökçen’de çok önemli yatırım manevraları başarı ile atlatıldı. Yurt içi ve dışında yeni havaalanı ve terminal yapım ve işletme projelerine odaklanıldı. Balkanlar ve Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da gelecek vaat eden terminallere teklifler verildi.