Alkumru ile dünya rekoru kıran Limak rakiplerinin barajlarını da yapacak.

Vatan
 - 
10.04.2011
Siirt’te Botan Çayı üzerindeki Alkumru Barajı’nı 3 yılda bitirerek bir dünya rekoruna imza atan Limak, şimdi aynı çay üzerinde yapılacak dev barajların inşaatına talip. 

İhalesi Alkumru’dan 3 ay önce yapıldığı halde temeli atılamayan Çetin Barajı’nın lisansına sahip Norveçli Statgraf’tan davet aldıklarını söyleyen Limak Holding’in Başkanı Nihat Özdemir, “Botan Çayı üzerinde özel sektörün 6 baraj projesi daha var. Alkumru’daki başarımız diğer barajlar için örnek oldu. Nitekim Norveçli enerji devi Statgraf’tan davet aldık. EnerjiSa’nın da 2 barajı var. Onları da yapmaya talibiz” dedi. 

Siirt’te Botan Çayı üzerindeki Alkumru Barajı’nı 3 yılda bitirerek bir dünya rekoruna imza atan Limak, şimdi aynı çay üzerinde yapılacak olan dev barajların inşaatına talip.

İhalesi Alkumru’dan 3 ay önce yapıldığı halde temeli hâlâ atılamayan Çetin Barajı’nın lisansını alan Norveçli Statgraf’tan davet aldıklarını söyleyen Limak Holding’in Başkanı Nihat Özdemir, “Botan Çayı üzerinde bizim ortaklarımızla birlikte aldığımız ve yapımını süren Kirazlık Barajı dışında özel sektörün lisans aldığı 6 baraj projesi daha bulunuyor. Alkumru Barajı’nı planlanandan 2 yıl erken sürede başarıyla bitirip, devreye almakla diğer şirketlere cesaret verdik. Alkumru Barajı’ndaki model ve know-how buradaki diğer barajlar için örnek alınacak. 

Nitekim Norveçli enerji devi Statgraf şirketinden davet aldık. EnerjiSa’nın da 2 barajı var. Onları da yapmaya talibiz” diye konuştu. 

İlk faturayı 31 Mart’ta kesti
466 milyon dolara mal olan 267 megawatlık Alkumru Barajı’nın Limak Enerji’nin yüzük taşı olduğunu söyleyen Özdemir, “Alkumru’yu yaparken ciddi bir birikim elde ettik. Bölgede 12 bin çalışanımız var. Baraj inşaatı konusunda kaliteli bir işgücüne sahibiz. Yakındaki çimento fabrikalarımızın sağlayacağı çimento ile de sinerji elde edeceğiz. Bu inşaatları yapmak hem lisans sahibi şirketler hem de bizim için avantajlı olacak” dedi. 

Türkiye’nin 5’inci, özel sektörün en büyük barajı olan Alkumru Barajı’nın Mart’ın son haftasında ilk faturasını kestiğini de kaydeden Nihat Özdemir, “Alkumru Barajı’nda 24 Mart’ta resmen üretime başladık. Bir haftalık fatura 3.6 milyon TL artı KDV oldu. Nisan ayında ise tam bir aylık performans ile ortalama 10 milyon TL gelir bekliyoruz. Ancak hedefe ulaşmanın verdiği mutluluk bize daha fazla gururlandırıyor” diye konuştu. 

1.2 milyar dolar yatırım olacak
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde enerji ve çimento yatırımlarının 3 milyar doları bulduğunu söyleyen Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tunceli’ye yakın PeriSuyu üzerinde 3 enerji projemiz daha var. 130 MW’lık Pembelik ve Tatar barajlarının inşaatı sürüyor. Seyrantepe Barajı’nda ise üretime başladık. Bölgedeki tüm enerji projelerimizin yatırım miktarı 1.2 milyar dolar. Hepsi tamamlandığında 625 megawat kurulu güç kapasitesine ulaşacağız. 2012 sonuna kadar yapımı süren barajları tamamlamayı ve devreye almayı istiyoruz. Böylece 2.5 milyar kilowatsaat üretimle Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 1.5’ine denk gelen bir kapasiteye ulaşacağız.” 

10 yılda 10 milyar $’la ilk 10’dayız
Özdemir, Limak Grubu’nun süren projelerinin tamamlanması ile birlikte önümüzdeki 10 yıl içinde enerjide ulaşmayı hedeflediği kapasite ve yeni yatırım planlarını ise şöyle özetledi: 

“Hidroelektrik santrallarında yılda 4 milyar kilowatsaat, kömür ve doğalgaza dayalı santrallarda yılda 10 milyar kilowatsaat, rüzgar ve jeotermal enerji santralları ile de yılda 1 milyar kilowatsaat kapasiteye ulaşmak istiyoruz. Yani üretimde 10 yılda toplam 15 milyar kilowatsaat kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. Bunun içinde 10 yılda 10 milyor dolar yatırım öngürüyoruz. Böylelikle Türkiye’nin ilk 10 enerji şirketinden biri olacağız.” 

Limak Holding’in patronu Nihat Özdemir, EÜAŞ’nin doğalgaz, kömür ve hidrolik santrallerinin de ilgilerini çektiğini kaydetti. 

Nihat Özdemir, seçimden sonra 16 bin megawatlık doğalgaz, kömür ve hidrolik santral ihalesi yapılacağını hatırlatarak, “9 bölgeye ayrılacak bu ihalelerle de çok ilgileniyoruz” bilgisini verdi. 

Şartlar çok ağır, yabancı gelmiyor
Yabancıların Türkiye’de özelleştirme ihalelerine ilgilerinin az olması konusunda Nihat Özdemir şu görüşleri dile getirdi: “Özelleştirme ihalelerinin şartnameleri çok ağır. O nedenle yabancılar ihalelere girerken birkaç kez düşünmek zorunda kalıyorlar. Bizler ise kafamızı kesip koltuğumuzun altına alıp ihalelere giriyoruz” değerlendirmesini yaptı. 

Botan üzerinde 8 baraj olacak

* Çetin Barajı (350 MW): Statgraft
* Alkumru Barajı (267 MW): Limak
* İncir Barajı (140 MW): EnerjiSa
* Pervari Barajı (120 MW): EnerjiSa
* Keskin Barajı (164 MW): Bitlis Enerji
* Oran Barajı (63 MW): AGE
* Kirazlık Barajı (45 MW): Limak ve ort.
* Narlı Barajı (36 MW): Aksa

Halka arzdan gelen para enerji, çimento havalimanına gidecek
LİMAK Yatırım’ı halka açmaya dönük hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu söyleyen Nihat Özdemir, halka arzı erteleme gibi bir planları olmadığını söyledi. Özdemir, “Halka arzda prosedür olağan bir şekilde işliyor. Bir aksilik olmazsa Nisan’ın son haftası ya da Mayıs ayının ilk haftasında talep toplamaya başlarız diye düşünüyorum. Yüzde 20 ile 30 arasında bir oranın halka açılması planlanıyor. Halka arzdan elde edilecek geliri ağırlıklı olarak enerji yatırımlarına ayırmayı düşünüyuruz. Bir kısmını da havaalanları ve çimento sektöründe kapasite yatırımlarında kullanacağız” dedi. 

Erbil, Karadağ ve Arnavutluk’ta çimento fabrikası kuracağız
ERBİL’DE çimento fabrikası kurmak üzere başvuruda bulunduklarını belirten Nihat Özdemir çimento sektörüne ilişkin planlarını şöyle anlattı: “Çimento’da Sabancı ve Oyak’tan sonra üçüncü sıradayız. Artık Limak’ın çimentoda bölgesel hatta global bir güç olmasının zamanı geldi. Libya’da bir çimento fabrikası projemiz vardı, şimdilik askıda. Erbil’deki başvurumuz bugün yarın sonuçlanır diye düşünüyorum. 1.5 milyon ton çimento kapasiteli, 250 milyon dolarlık bir yatırım. Erbil’in en büyük fabrikası olacak. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da fırsatlara bakıyoruz. Tanzanya dahil bir çok ülkeden ‘Gelin burada fabrika kurun’ teklifleri alıyoruz. Arnavutluk ve Karadağ’da da çimento fabrikası kurmak için görüşmeler yürütüyoruz. Türkiye’de ise kapasite artırma yatırımlarımız sürecek.” 

Zagreb, Kahire ve Medine havalimanı ihalelerinde iddialıyız
HAVAALANI inşaatı ve işletmesinde yabancı ortakları ile birlikte yurtiçi ve yurtdışındaki fırsatları değerlendirdiklerini söyleyen Nihat Özdemir, şu anda Zagreb ve Tarsus havaalanı ihaleleriyle ilgilendiklerini belirtti. Özdemir, şöyle konuştu: “Zagreb Avrupa’nın ortasında çok önemli bir havaalanı. Buranın ihalesine Kosova’daki ortağımız Lyon’un dışında başka bir Fransız ortakla girebiliriz. Bunun dışında Kahire ve Medine havaalanları ihalelerine de yabancı ortaklarla giriyoruz. Türkiye’de de Tarsus’ta yapılacak Çukurova Havaalanı ile ilgileniyoruz. 

Burada turizm yatırımları da yapmak istiyoruz. Tarsus otel ve golf yatırımları ile bölgenin yeni Belek’i olacak.”
Kosova Havalimanı’nın işletmesini devraldıklarını da hatırlatan Nihat Özdemir, “İşletmeyi devraldığımız gün Kosova devletine ilk taksit olan 2 milyon euroyu ödedik. O gün havalimanı 225 bin euro ciro yaptı. Bu çok güzeldi” dedi. 

Ak Enerji’nin hem dağıtımına hem üretimine talibiz, hazırlanıyoruz
NİHAT Özdemir, Ak Enerji’nin Çek Cumhuriyeti’ndeki ortağı Cez Grubu’nun Türkiye’den çıkma kararı alması nedeni ile satmaya karar verdiği üretim ve dağıtım projeleri ile yakından ilgilendiklerini belirtti. Özdemir, “Enerjide büyümek istiyoruz. Ak Enerji’nin satışı ile de çok ilgileniyoruz. Ak Enerji’nin dağıtım ve üretim şirketlerine, tüm santrallarına talibiz. Bununla ilgili hesaplarımızı yapıyoruz. Amacımız enerjide Türkiye’de hem üretimde hem dağıtımda ilk 10’un içinde yer almak” diye konuştu. 

Özdemir, Ak Enerji olmazsa diğer lisanslarını hayata geçireceklerini de anlattı ve “Karadeniz, Eskişehir ve Gürcistan’da projelerimiz var. Onları yapacağız” dedi.

Diyarbakır peyniri gitti, MAN kamyon geldi!
İŞ hayatında küçük kayıplara üzülmediğini ve rakiplerinin başarısını kıskanmak yerine örnek almayı tercih ettiğini kaydeden Nihat Özdemir, bu bakış açısının nedenini ilginç bir gençlik anısı ile şöyle anlattı: 

“Bundan yıllar önceydi. O zaman böyle zengin değiliz, hatta ortanın altında bir durumdayız. Henüz yolun başında bir mühendisim. Bize her yıl Diyarbakır’dan teneke kutuda peynir gelirdi. Biz gider otogardan alırdık. Annem başka peynir yemezdi. Bir sene anneme otobüsle gelen peynirler garajda kayboldu. Annem çok üzüldü tabi. Aynı gün annemin uzun zamandır kupon biriktirdiği Tercüman gazetesinin Man Kamyon çekilişi vardı. Ve kamyon anneme çıktı. Annem aynı gün içinde hem çok üzüldü hem büyük bir sevinç yaşadı. Yani annemin peynir üzüntüsü, kamyon sevincine dönüştü. O dönem anneme o kamyonu satıp bir ev aldık. Dolayısıyla Allah bir kapıyı kapatırken birini açıyor.”
We are using cookies at our website to provide a better web site user experience. By continuing with the default settings you will be accepting use of cookies according to our cookie policy .
Allow
Disable
X
X